Sık Sorulan Sorular (SSS)
· Görmede yavaş yavaş azalma ve bulanık görme
· Işığa karşı hassasiyet, göz kamaşması
· Çift görme durumu
· Okumada zorlanma
· Gece görme bozulması ve ışıklarda dağılma
· Renklerde soluklaşma ve sararma
· Gözlük numaralarının sık değişmesi
· Araba kullanırken zorlanma
· Gözde kamaşma veya ışığa hassasiyetin azalması
Katarakt tanısı biyomikroskop muayenesi ile konulmaktadır. Katarakt bulguları lenste su tutulması, matlık, lensin şişmesi ve renk değiştirerek sarı -gri renk halini alması şeklinde açıklanmaktadır. Hastalar gözlük takmalarına rağmen yakını ve uzağı iyi göremezler ve bunun gözlükten kaynaklanan bir problem olduğunu düşünürler oysa ki problem katarakt nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
Göz Lensi çoğunlukla su ve proteinden oluşur. Şeffaflığını içeriğindeki proteinlerin özel yapılarından alır ve bu şekilde ışığın eksiksiz geçmesini sağlar. Yaşla birlikte su ve protein yapısı değişen lensin belli alanlarında şeffaflık azalmaya başlar. Yaşlanan ve şeffaflığı azalan lensin zaman içerisinde ışık geçirgenliği azalır ve katarakt oluşur. Kataraktlar genellikle yavaş oluşurlar.
Günümüzde katarakt ameliyatla başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir. Katarakt ameliyatı, iğnesiz, narkozsuz, ağrısız yapılmaktadır ve genellikle hasta aynı gün evine dönebilmektedir. Katarakt ameliyatında hekimin tecrübesi ve göz içine konulan merceğin kalitesi, ameliyatın başarısı için çok önemlidir. Katarakt ameliyatı günübirlik bir süreçtir ve çoğunlukla topikal anestezi yani damla anestezisi ile gerçekleştirilir. Bazı özel durumlarda göz çevresinin enjeksiyon ile uyuşturulması veya genel anestezi de gerekebilir.
Günümüz teknolojisiyle tamamen dikişsiz yapılan bu ameliyatta ultrason enerjisi kullanılarak kataraktlaşmış mercek göz içerisinden alınır ve yerine şeffaf mercek yerleştirilir. Hastanın ameliyathaneye transferi, ameliyat öncesi hazırlık, ameliyatın gerçekleştirilmesi ve hastanın yatağına geri alınması toplamda 1 saatten kısa sürer. Ameliyat sonrası göz üzerine kapama bandajı yapıştırılır ve hastaya istirahat etmesi söylenir. Bir süre sonra hastanın ilk kontrol yapılır ve damla reçete edilerek taburcu edilir.
Hasta ameliyattan en fazla 3 gün sonra günlük yaşamına dönmektedir
Katarakt ameliyatında en yaygınkullanılan yöntem, halk arasında lazer cerrahisi olarak bilinen FAKO yöntemidir. Bu operasyonla sertleşmiş katarak kırılıp, temizlenerek yerine göz içi mercek yerleştirilmektedir. Operasyon 2 mm’den küçük bir kesiden yapılmaktadır.
Katarakt ameliyatlarında kullanılan merceğin türüne göre adlandırılmış tedavi tekniğidir. Hem yakını hem uzağı hem de ara mesafeyi görmeyi sağlayan çok odaklı göz içi mercekleridir. Bu merceğin kullanılması vasıtasıyla hastalara hem uzak görmede hem yakın hem de ara mesafeyi görmede yüksek kaliteye ulaşma imkanı doğmuştur.
Katarakt ameliyatında takılan Akıllı Mercekler, özel bir sebebi yoksa katarakt hastalarının büyük bir kısmına uygulanabilir. Ayrıca genç yaşta kataraktı olmayan ancak ileri derecede hipermetrop olan ya da yüksek miyopi nedeniyle lazer olamayan, yakın gözlüklerinden erken yaşta kurtulmak isteyen kişilere de Akıllı Mercek (GİM) uygulanabilir.
Daha önce göz laser operasyonu geçirmiş kişiler de eğer göz içi lenslerindeki deformasyon nedeniyle görme azalması, uzağı veya yakını görememe sorunu yaşıyorsa Akıllı Mercek tercih edilebilir.
Kataraktı olan hastaların mesleki konumu, yaşı, sosyal aktivitesi, okuma alışkanlığı, entelektüel düzeyi de hasta seçiminde önem taşımaktadır. Uygun hasta seçimi, uygun teknik, ameliyatın gerçekleştirildiği kurumun ve hekimin tecrübesi ve tabii ki doğru mercek seçimiyle yapılacak bu ameliyatlarda yüksek başarı elde edilmektedir.
Akıllı Mercek GİM, çok odaklı tasarımına bağlı olarak yakın-uzak ve orta mesafeli diyebileceğimiz odaklama özelliğine sahip merceklerdir. Katarakt ameliyatında takılan bu mercek ömür boyu göz içinde kalmaktadır. Uzman hekimlerince, titizlikle uygulanan Akıllı Mercekler GİM yerleştirilmesi; ortalama 10 dakika süren ameliyat süresi ile dikiş konulmaksızın uygulanıp uzak ve yakın görme problemine en sade ve basit şekilde çözüm bularak hastanın görme becerisini iyileştirir.
Akıllı lens takılan hasta da göz numarası bir daha ilerlemez. Katarakt ameliyatı bir kez yapılır ve gözde bir daha katarakt oluşmaz.
Retina, görmeyi sağlayan ışığa ve renge duyarlı hücreler ve sinir liflerini içeren göz tabakasıdır. Retina adını verdiğimiz ağ tabakası göz küresinin iç yüzeyini kaplar, ince yarı saydam ve hafif pembe-kırmızı renkli bir zardır. Latince ağ anlamına gelen “rete” kelimesinden türetilmiştir.
Retina milyarlarca görme hücresi ve bağlı olduğu sinir hücrelerinden oluşmaktadır.. Bu sinir hücrelerinin uzantıları bir araya gelerek görme sinirini oluşturur. Bu hücreleri besleyen damarlar da retinanın içinde yer almaktadır. Retina beyine bir sapla bağlı küçük bir küre olarak düşünülebilir. Retinada merkezi görmeyi sağlayan, ışığın odaklandığı, özelleşmiş bölgeye makula (sarı nokta) denilmektedir.
Retinadaki bozukluk, görüntünün oluşmamasına, göz sinirindeki bozukluk da görüntünün beyne ulaşmamasına veya eksik ulaşmasına neden olur. Kişi görme yeteneğini kaybeder. Retinayı tehdit eden en önemli iki hastalık diabet ve hipertansiyondur.
Gerekli olan testler yapıldıktan ve gözde meydana gelen sorun tespit edildikten sonra ameliyat yöntemine karar verilir. Retina ameliyatı ile birlikte lazer ya da katarakt gibi ameliyatlar da yapılabilir. Bu yöntemler ile ilgili hastaya detaylı bilgi verilir.
Retina ameliyatı sonrasında hastalar genellikle yani gün içinde taburcu edilir. Ameliyattan bir gün sonra kontroller yapılmalıdır. Hastalar evlerine dönerken ve tam iyileşme sağlanmadan araba kullanmamalıdır. Verilen ilaçların düzenli olarak kullanılmasına dikkat edilmelidir.
Ameliyat Günü
Ameliyat günü hastalara lokal ya da genel anestezi verilir. Lokal anestezi gözün etrafından iğneler yardımıyla uygulanır. Ameliyat bittikten sonra hasta aynı gün içinde taburcu edilir ancak göz kapanır. İlk kontrol gününe kadar göz kapalı kalacaktır. İlk gün ağrı yaşanması normaldir ancak bu kısa sürelidir. Aynı zamanda kısa süreli yanma, batma ve kızarıklık da oluşabilir.
Ağrı
Ameliyattan çıktıktan sonra ağrınız olacaktır. Bu ağrı, ağrı kesici ilaçlar ile giderilir. İlaca tepki vermeyen şiddetli ağrılarınız olursa, hemen doktorunuza görünmeniz gerekir.
Görme Kabiliyeti
İlk gün hastanın ameliyat edilen gözü kapatılacaktır. Bandajlar kontrol gününde çıkarılır ve görme kabiliyeti yavaş yavaş oluşmaya başlar. Retinadaki görme sorunu hemen düzelmez ancak zamanla düzelecektir.
Ayağa Kalkma
Hastalar bu ameliyattan sonra hemen taburcu edilir. Birkaç saat hastanede kalması yeterli olacaktır. İlk gün için hastanın evinde istirahat etmesi tavsiye edilmektedir.
Pansuman- Kontrol
Retina ameliyatı sonrasında, ertesi gün pansuman ve kontrol yapılacaktır. Gerekli görüldüğü durumda gözdeki bandaj çıkarılır. İyileşmenin tam sağlanması için bazen doktorunuz beklemek isteyebilir. Bu durumda gözünüzdeki sargının çıkarılması için birkaç gün daha beklenebilir. Bu süre içinde bir ya da iki kez daha pansuman yapılabilir.
Gözetim Süresi
Ameliyat sonrasında hasta, anestezi komplikasyonlarının gelişmemesi için birkaç saat gözetim altında tutulur. Hastanın iyi olduğundan emin olduktan sonra, aynı gün içinde taburcu işlemleri yapılır.
İlaç Kullanımı
Ameliyat sonrasında doktorunuz ağrı kesici, antibiyotik ve enflamasyon önleyici damarlar kullanmanızı tavsiye edecektir. Gerekli görüldüğü durumlarda ağızdan ya da damardan alınan steroidli ya da antibiyotik içeren ilaçlar alınması da önerilebilir. Bu ilaçların verilmesinin amacı, enfeksiyon ve doku bozulmasını önlemektir.
Beslenme ve Diyet
Ameliyattan sonra şeker hastası, yüksek kolesterol hastası ya da yüksek tansiyon hastası olan kişilerin sağlıklı beslenmeye özen göstermesi gerekir. Bu hastaların kendilerine verilen diyet listesine mutlaka uyması, göz sağlıkları açısından da önem taşımaktadır. Ameliyattan sonra vitamin ve sebze ağırlıklı beslenilmelidir.
Hastanın günlük hayatını etkileyen bir göz kuruluğu var ise suni göz yaşı damlaları en sık kullanılan ilaçtır. Bunun yanı sıra ileri kuru göz hastalarında göz yaşı kanalının tıkanması ile mevcut gözyaşının gözde kalmasını sağlayan “Punktum Tıkaçları” da kullanılabilir.
Göz kuruluğunun devamlı olduğu hastalarda kullanılan göz yaşı damlaları aksatılmaması ve sürekli kullanılması önemlidir. Bununla beraber göz kuruluğunu arttıracak klimalı ve kuru ortamlardan uzak durulmalı.
Göz hareketlerinin rahat bir şekilde gerçekleştirilebilmesi ve gözün sağlıklı kalabilmesi için büyük bir öneme sahip olan gözyaşının miktarı ve kalitesi bazı durumlarda azalır. Bunun sonucunda ise göz kuruluğu, diğer bir deyişle “kuru göz sendromu” ortaya çıkar. Çok sayıda insanı ilgilendiren; fakat tüm yönleriyle bilinmeyen göz kuruluğu, gözde yanma ve batma hissinin yanı sıra kızarıklık, görmede bulanıklık gibi durumlara da yol açabilmekte ve kronik hâle gelebilmektedir.
No Touch Laser tedavi işlemi, sadece anestetik damla damlatılmasıyla yapılır ve uygulama sırasında hasta ağrı duymaz. Tedavi sırasında göze herhangi bir cihaz teması olmaz, lazer cihazından çıkan ışınlarla göze doğrudan tedavi yapılır. Tedaviden sonra gözlerin kapatılması gerekmez, hasta iki gözünü de açık tutarak evine gidebilir. Uygulama, aynı tedavi seansında iki göze birden yapılır. Hasta eve gittikten sonra 36 saat süreyle gözlerde batışma, kızarma, ışıktan rahatsız olma ve televizyondaki küçük yazıları bulanık görme türü yakınmalar gelişir. Tedaviden sonraki 4. günde hasta bilgisayarda çalışma ve otomobil kullanma türü işleri yapmaya başlar.
· Tedavi göze cihaz teması olmadan gerçekleşir.
· İki göze aynı seansta tedavi yapılır.
· Tedavi sonrası gözler kapatılmaz.
· İnce kornealı hastalara uygulanabilir.
· Miyop, hipermetrop ve astigmatlara uygulanabilir.
Halk arasında ‘kartal gözü’ olarak da bilinen wavefront uygulamasında, göz içindeki ışık saçılmaları ve sapmaları ölçülür ve lazer tedavisi buna göre ayarlanır. Bu sapmalar wavefront tekniğiyle düzeltildiğinde kişinin kendi göz yapısına uygun tedavi gerçekleşmiş olur.
PRP, İngilizcede ‘Platelet Rich Plasma’ ifadesindeki kelimelerin baş harflerinden oluşan ve kişinin kendi kanından elde edilen maddenin enjeksiyonu ile yapılan tedavi şeklidir. Enjekte edilen madde platelet bakımından zenginleştirilmiş plazmadır. Plazma, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan ve platelet adı verilen özel hücreler veya başka faktör ve proteinler içeren bir kan bileşenidir. Plazma ayrıca hücre büyümesini destekleyen çeşitli proteinler de içerir. Araştırmacılar, plazmayı kandan izole ederek ve konsantre ederek platelet hücreleri bakımından daha zengin bir plazma olan PRP adlı kan bileşenini elde etmiştir.
PRP’nin zarar görmüş dokulara enjekte edilmesi vücutta yeni, sağlıklı hücrelerin büyümesini teşvik eder. PRP’nin hasarlı dokudaki iyileşmeyi desteklediği de düşünülür. Doku büyüme faktörleri, hazırlanan konsantre enjeksiyon maddesinde daha yoğun olduğu için, vücut dokularındaki iyileşme hızlanır.
Bir dizi durum ve rahatsızlığın tedavisinde PRP enjeksiyonları kullanılır. PRP’nin en sık tercih edildiği alanlar arasında şunlar sayılabilir;
Saç dökülmesi: Saç büyümesini teşvik etmek ve saç dökülmesini önlemek için kafa derisine PRP enjeksiyonları yapılabilir. Yapılan araştırmalara göre, PRP enjeksiyonlarının, erkek tipi kellik olarak da bilinen androjenik alopesi tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir. Özellikle erkeklerde görülen genetik kökenli saç dökülmelerinde yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilir. PRP, saç mezoterapisi ile kombine edilerek de uygulanabilir.
Tendon yaralanmaları: Kasları kemiğe bağlayan sert, kalın doku bantlarına tendon denir. Genellikle tendonların yaralanma sonrası iyileşmeleri yavaştır. Tenisçi dirseği, ayak bileğinde aşil tendiniti veya dizdeki patellar tendonda ağrı ya da iltihap gibi kronik tendon problemlerini tedavi etmek için PRP enjeksiyonları kullanılabilir.
Ameliyat sonrası onarım: Bazen ameliyattan sonra omuzdaki rotator manşet tendonu gibi yırtık bir tendonu veya ligamentleri onarmak için PRP enjeksiyonları kullanılır.
Osteoartrit (Kireçlenme): PRP osteoartriti olan hastaların diz, kalça gibi eklemlerine enjekte edilir. Yapılan az sayıda çalışmaya göre PRP enjeksiyonlarının osteoartrit tedavisinde hyaluronik asit enjeksiyonlarından daha etkili olduğu saptanmıştır.
Cilt Gençleştirme: Yaşın ilerlemesi ve çevresel faktörlerin etkisiyle ciltte ortaya çıkan yaşlanma belirtileri için PRP enjeksiyonları kullanılabilir. Uygulama ile cilt elastikiyetinde artma, kırışıklıklarda azalma gibi olumlu etkiler gözlemlenebilir. Ciltteki yara izlerinden kurtulmak için de PRP tercih edilebilir.
PRP, çok yeni bir tedavi yöntemi olduğundan etkinliği henüz tam olarak açıklığa kavuşturulamamıştır.
PRP iyileşmeyi hızlandırmak ve iltihaplanmayı azaltmak için kullanılır. Saç büyümesini teşvik etme, cilt gençleştirme, yumuşak doku iyileşmesini hızlandırma gibi çeşitli nedenlerden dolayı trombosit bakımından zengin plazma terapisi veya PRP enjeksiyonları kullanılabilir. Trombosit aktivasyonu, vücudun doğal iyileşme sürecinde önemli bir rol oynar ve PRP ile bol miktarda trombosit hedef bölgeye enjekte edilir.
Kişinin kendi kanından elde edilen maddeyle uygulandığından ciddi yan etkilere neden olmaması PRP’nin uygulanabilirliğini artırır. Bununla birlikte yapılan bilimsel araştırmalara göre, henüz yeni bir tedavi yöntemi olması nedeniyle, PRP’nin sağladığı faydalar kesin olarak kanıtlanamamıştır.